Türkiye’deki yaz güneşi, deniz, sonbahar yaprakları, kış soğukları, kar, ilkbahar çiçekleri; her ne seviyorsanız hepsi bu listede sizleri bekliyor. İşten ve çalışmaktan bunalıp işten güçten nefes almak için gezilecek yerler arayanlara bu liste çare olacak. Alternatif yerler arayanlar için şimdi rotayı farklı yerlere çevirme zamanı. Gezilecek çok yer var: Longoz ormanları, Kaz Dağı, Bartın kıyıları, Amasya evleri, Gaziantep Mozaik Müzesi, Halfeti, Abant Gölü, Hasankeyf, Ani Harabeleri, Manavgat Şelalesi, Bafa Gölü…. Yazın gittiğimiz Cunda, Alaçatı, Olimpos, Kekova gibi yerlerin farklı yüzlerini keşfedeceksiniz.
‘Türkiye’de Görülmesi Gereken 30 Yer’ listesi hazırladık. Buralara bir çırpıda gitmek kolay değil, ama hepsini görmekte fayda var. Plan yaparsanız, şehirde geçireceğiniz zamanları farklı yerler görerek değerlendirebilirsiniz. Seçiminizi yapıp, yola çıkın.
Türkiye’de gezilecek yerlerin pek çoğu, insana hayatı boyunca farklı yaşlarda tekrar gördüğünde değişik bir etki ve his bırakıyor ve anıları tazeliyor.
Türkiye’de saymakla bitmeyen bu gezilecek yerlerden en popüler ve güzel 30 tanesine göz atmaya ne dersiniz?
İÇİNDEKİLER:
- Çanakkale’de Gezilecek Yerler: BOZCAADA-GÖKÇEADA
- İzmir’de Gezilecek Yerler: ALAÇATI
- Antalya’da Gezilecek Yerler: MANAVGAT – SİDE
- Bursa’da Gezilecek Yerler: TRİLYE – MUDANYA
- Balıkesir’de Gezilecek Yerler: KAZDAĞI
- İzmir’de Gidilecek Mekanlar: TİRE – BİRGİ
- Muğla’da Gezilecek Yerler: GÖKOVA – AKKAYA
- Ayvalık’ta Gezilecek Yerler: CUNDA ADASI
- Kırklareli’de Gezilecek Yerler: İĞNEADA-DUPNİSA-LONGOZ
- Edirne’de Gezilecek Yerler: SELİMİYE-MERİÇ-GALA GÖLÜ
- Çanakkale’de Görülecek Tarihi Yerler
Deniz, Doğa ve Tarih: BOZCAADA-GÖKÇEADA-ÇANAKKALE
Bizans döneminde yapılan, zamanla Venedik, Cenova ve Osmanlılar’ın eklemeler yaparak günümüze ulaşan Bozcaada Kalesi, adanın en güzel manzarasına hâkim.
Bozcaada Müzesi: İlk adresiniz Bozcaada Müzesi olsun. Deniz kabuklarının bile sergilendiği müzedeki bir hazine sandığı ilginizi çekecektir. Bozcaadalıların övündükleri rüzgârgüllerini de görmelisiniz.
Bozcaada Kalesi: Surların altındaki büfelerden alacağınız bir bardak sıcak çayı denize karşı yudumlayın. Ya da bu aktiviteyi az ilerideki devasa ağaçların gölgesine kurulu çay bahçelerinde gerçekleştirin. Birkaç saatinizi, mutlaka adanın taş döşeli dar sokaklarına ayırın. Eski evleri inceleyin.
Ayazma Plajı: Akşamüstü, Ayazma Plajı kumlarında güneşe karşı yürüyüş yapın.
Gökçeada’da gezilecek görülecek yerler: Eğer Gökçeada’ya giderseniz, Dereköy, Zeytinli ve Tepeköy’deki çoğu terk edilmiş eski Rum evlerini gezin. Peynir kalıplarını andıran Peynir Kayalıklarının fotoğrafını çekin. Aydıncık ve Kefalos Plajı’nın ortasındaki Tuz Gölü’nde şanslıysanız flamingoları izleyebilirsiniz.
Üzüm Bağları: Bozcaada’ya gitmişken üzüm bağlarını görmeden olmaz. Türkiye’nin en ünlü üzüm ve bağlarıyla meşhur Bozcaada’yı üzüm bağlarını görmeden terk etmeyin derim. Hatta mümkünse şarapların tadına da bakmanızı öneriyorum.
Ege’nin En Popüleri: ALAÇATI/ İZMİR
Yoğun yaz sezonundan sonra sessizliğe bürünen Alaçatı, birçoğu için sonbaharın en güzel noktası. Düşe kalka da olsa sörf öğrenmek için en iyi yer deniziyle rüzgarıyla Alaçatı’dır.
Alaçatı’da gidilmesi gereken yerler ve Sörf: Denize girmek mümkün olmayabilir, ama amatör sörfçüyseniz, kalabalıktan arınmış Alaçatı denizinde, devamlı esen rüzgârın size özel hizmetinin avantajını kullanın. Öğle vakitlerinde bisiklet keyfi aklınızda bulunsun. Alaçatı ve hatta Çeşme Yarımadası çevresini pedal çevirerek keşfe çıkabilirsiniz.
Alaçatı Yel Değirmenleri: Ayrıca sonbahar mevsimi, kasabanın kendine özgü mimarisi, asma bahçeleri ve yel değirmenleri eşliğinde yapılan akşamüstü gezintileri için en ideal tarih. Cumartesi günü Alaçatı pazarına mutlaka uğrayın. Köylülerin bahçelerinde yetiştirdikleri meyvelerden sebzelere, otlara ve yerel dokumaya kadar valizinize girecek birçok seçenek bulabilirsiniz.
İzmir-Alaçatı Yeme-İçme: Son akşamı, zeytinyağlılar, deniz ürünleri, otlar ve mezeler eşliğinde güzel bir yemekle taçlandırmadan dönmeyin. Alaçatı hakkında en geniş bilgi ve fotoğraflar için belediyenin sitesini buraya tıklayarak ziyaret edebilirsiniz.
Sıcağın Kalbinde Yeşil Vaha: MANAVGAT-SİDE / ANTALYA
Yüksek debisiyle dört metreden düşen gürül gürül Manavgat Şelalesi, “Manavgat” denilince ilk akla gelen yer. Akdeniz güneşi Antalya’yı yakarken, burası, yemyeşil serin bir vaha. Yakındaki alabalık restoranlarından birine oturup anın tadını çıkarmak, mutlaka yapılması gerekenlerden.
Manavgat Çayı: Toroslar’ın beslediği Manavgat Çayı’nın üzerine kurulu Manavgat ilçesi, Antalya’ya 70 kilometre uzaklıkta. Manavgat Şelalesi de bu çayın üzerindedir. Buraya kadar gelmişken, Alanya ile Side’nin muhteşem plajlarında denize girmeden olmaz.
Damlataş Mağarası: Sarkıt ve dikitleriyle meşhur Damlataş Mağarası, hemen yakındaki Kleopatra Plajı (efsaneye göre Mısır Kraliçesi Kleopatra’yı ağırlamış) ve Titreyengöl de hayranlığınıza hayranlık ekleyecek duraklar.
Selge Antik Kenti: Maceraseverlere önerimiz ise, 14 kilometre uzunluğundaki Köprülü Kanyon. Burada trekking yaparak ulaşabileceğiniz Selge Antik Kenti ise çekeceğiniz zahmete değer.
SİT’in Koruduğu Köy: TRİLYE / MUDANYA / BURSA
Bursa’da gezilecek yerler; Mudanya’ya 12 kilometre uzaklıktaki Trilye’ye üstten bakıldığında kırmızı kiremit çatılarıyla dikkat çekiyor. Efsaneye göre adını, İncil’i farklı yorumladıkları için aforoz edilen üç papazdan (tri: üç, ilya: papaz) alıyor. Buradaki Taş Mektep’te eski Kıbrıs Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios’un okuduğu ileri sürülüyor. Mektep’in önünden yukarı doğru, taş evlerin arasından biraz yüründüğünde “Trilye’nin balkonu‘ denilen yere ulaşabilir, manzarayı izleyebilirsiniz.
Mütareke Evi Müzesi: İlk görülmesi gereken yer mutlaka ‘Mütareke Evi Müzesi’ olmalı. Kurtuluş Savaşı’nın, Türklerin zaferiyle noktalandığını teyit eden antlaşma, 11 Ekim 1922’de Mudanya’da bu evde imzalandı. Mudanya evlerinin çoğu Osmanlı döneminin en güzel örneklerinden sayılıyor.
Trilye Çarşısı: Hem çay kahve keyfi hem deniz manzarası isteyenlere ‘Çamlı Kahve’. Burada, asırlık çınarların altında, denize ve zeytin bahçelerine bakarak bir şeyler içebilirsiniz. Kimilerine göre Trilye, ‘geleceğin Assos’u olacak. Köy, sit alanı ilan edildiği için yapılaşmaya karşı korunuyor. Trilye’ye kadar gelmişken Mudanya’yı da gezmelisiniz.
Oksijen Deposu: KAZDAĞI, BALIKESİR/ÇANAKKALE
Alpler’den sonra dünyada en fazla oksijenin üretildiği bölge. Gece geç uyuşanız bile, sabahın erken saatlerinde kalkıyorsunuz, vücut yeterince dinleniyor. Göz alabildiğine uzanan orman, yeşilin her tonunu sunuyor. Taş yapımı köy evleri ve sokaklar sizi çok büyüleyecek.
Tuncel Kurtiz’in evi ve mezarı: Sanatçı Tuncel Kurtiz’in de evinin olduğu Çamlıbel Köyü, zeytinlikleri ile ünlü. Yeşilyurt, asırlık çamlarla dolu.
Bam Teli Yol Konağı: Acıktıysanız buradaki, aynı zamanda pansiyon olan Bam Teli Yol Konağı’nda, temiz dağ havasına karşı bir şeyler yiyebilirsiniz. Adından da anlışılacağı gibi, burayı TV programcısı Tayfun Talipoğlu ile eşi Filiz Hanım tarafından açılmıştı.
Hasanboğuldu Gölü: Hasanboğuldu Gölü’ne de uğrayın, gürül gürül akan suyu izlemeden ve tertemiz suyundan içmeden dönmeyin. Gölün isminin nereden geldiğini anlatan hikaye ilginizi çekecek. Ayrıca Kazdağı Şelasi‘ni de görmeden orayı terk etmemekte fayda var.
Sarıkız Tepesi: Artemis ve Meryem Ana’ya adanmış tören yerleri ise Sarıkız Tepesi’nde. Şahin Deresi ve Sarıkız bölgelerinde yürüyüş yapabilir, kamp kurabilirsiniz.
Yeşil Curcuna: YEDİGÖLLER-ABANT/ BOLU
İstanbul ve Ankara’dan karayoluyla rahatça ulaşılabilen Abant-Yedigöller, kendinizi doğanın kucağına atmak için birebir. Buralara gitmek isteyenler gemişken Sazlı Göl ve Bürnük (Şirinyazı) Göleti’ni ziyaretmenizi öneriyorum.
Yedigöller – Yedi Heyelan Gölü: Türkiye’nin en karışık doğal orman yapısını oluşturan Yedigöller Milli Parkı’nda bulunan Yedi Heyelan Gölü, bölgeye dair manzara fotoğraflarının olmazsa olmaz parçası. Bu doğal güzelliği seyretmek için en iyi nokta Kapankaya.
Abant’ta Gezilecek Yerler: Orman örülü bir tabiat parkının içindeki Abant ise, bir başka doğa cenneti. Bin 350 metre rakımdaki gölün kenarında çay içmek ve yemek yemek eşsiz bir keyif. Burası, tertemiz hava ve her mevsim ayrı güzellik arayanlara göre. Son bir not: Abant yolu üzerinde pek çok alabalık restoranı olduğunu da hatırlatalım. Bolu/Abant hakkındaki en geniş bilgi ve fotoğraf videolar için belediyenin sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Abant Gölü Nerede? Nasıl Gidilir?
Burada Tarihin Ucu Açık: TİRE / BİRGİ / İZMİR
M.Ö. 2’nci yüzyıldan kalma tiyatro ve meclis binası gibi anıtsal kamu binalarının bugünkülerden farkı nedir acaba? Metropolis bu sorunun yanıtını veriyor.
İzmir’de Görülecek Yerler-Metropolis: Aynı dönemden kalma üstü kapalı sütunlu galeri, kendine hayran bıraktırıyor. Bölge, o zamanlarda Ege’nin ünlü şarap merkezlerinden biriymiş. Bu nedenle ticari hayat hareketliymiş. Buradan Osmanlı’ya uzanmak için Birgi’ye gitmelisiniz. O dönemden kalma tarihi konaklar ve Birgi evleri dimdik ayakta.
İzmir – Tire – Gölcük Gezilecek Yerler: Birgi’den sonra, İzmir’in Uludağ’ı Bozdağ ve Gölcük yaylalarında, temiz bir havada derin bir nefes almaya hazırlanın. Tire’de Kaplan Dağ Restoranda Tire Köftesi yemenizi tavsiye ederiz. Yöreye has ot yemeklerini de tadın.
İzmir Tarihi Tire Müzesi: Arkeolojik, etnografik eserler, sikkeler ve Osmanlı mezar taşlarının yer aldığı Tire Müzesi ile yapılış tarihi kesin bilinmeyen, üç kapılı Ulu Cami, Tire’de gezilebilir. İzmir Tire hakkındaki en geniş bilgi ve fotoğraf videolar için belediyenin sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Türkiye’nin En Sakin Noktası: GÖKOVA-AKYAKA / MUĞLA
Cittaslow Birliği Genel Sekreterliği tarafından ‘sakin kent’ ilan edilen Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Akyaka beldesine artan turist talebini unutmayın, rezervasyonunuzu erken yaptırın. Hem balık avlayıp hem de tekneden güneşin batışını izlemek istiyorsanız, Azmak’ta antik dönemlere ait kıyafetlerle günübirlik tur düzenleyen tekne sahipleriyle tanışın.
Akyaka’da Kitesurf Yapın: Kasım ayına kadar sürekli esen rüzgârıyla sörfçüleri de ağırlayan Akyaka, Türkiye’nin en önemli kite surf (uçurtma sörfü) noktalarından biri. Ayrıca bölgenin birinci derecede sit alanı olduğunu unutmayın. Denizde Akdeniz foku, kum köpek balığı, yunuslar, havada ise kartal, şahin, değişik baykuş türleri görebilecekleriniz arasında.
Gökova Körfezi: Bir gününüzü, Gökova Körfezi turuna ayırıp, kendinizi doğanın kucağına bırakmayı ihmal etmeyin. Akyaka’nın biraz ilerisinde yer alan Gökova Körfezi’nin patika yollarında şehrin stresinden uzaklaşın ve körfezin en tepe noktasındaki manzarayı mutlaka görün. Gökova Köorfezi’ndeki Okluk Koyu da gezilecek görülecek yerlerden biri.
Akbük, Gökova ve Kahvaltı: Körfezin en güzel koylarından Akbük’te çadır kurabilirsiniz. Ekim hatta kasım aylarına dek burada konaklayan karavanlar size eşlik edebilir. Ayrıca Gökova tesislerinde serpme kahvaltı yapmayı unutmayın.
Plaj isteyenlere ise; Orman içinde ağaçların arasında ufak bir plajda hem denizin keyfini çıkarmak hem de yeme içme sorunu yaşamak istemiyorsanız Çınar Plajı’nı size önerebilirim.
Deniz Kokulu Ada: CUNDA ADASI / BALIKESİR
Hiç tarihi yel değirmeninde kitap okuma zevki yaşadınız mı? Ya bu masal gibi atmosferde denize karşı bir şeyler içmeye ne dersiniz? Bunları Sevim ve Necdet Kent Kitaplığında yapabilirsiniz.
Arnavut kaldırımlı sokaklar ve Rum evleri: Ayvalık’tan Türkiye’nin ilk boğaz köprüsü üzerinden geçerek ya da teknelerle ulaşabileceğiniz bu tarihi adada önceliğiniz, Arnavut kaldırımlı eski Rum sokaklarını ve evlerini gezip, incelemek olmalı. Saatlerin nasıl geçtiğini anlayamayacaksınız. Buralarda gördüğünüz eskici ve antikacılara tek tek girmenizi tavsiye ederiz.
Cunda Adası’ndaki Tarihi Yerler: Taksiyarhis Kilisesi’nin muhteşem ihtişamı ve büyüleyici atmosferini yaşamak için burayı mutlaka ziyaret edin. Gezecek yeri çok, ama adanın kuzeyindeki bakir koyların hâkim olduğu ve Ayışığı Manastırı’nı da (Aydimitri Ta Selina) görebileceğiniz Pateriça’ya (Patriça) gitmelisiniz.
Cunda Adası’nda Nerede Ne Yenilir İçilir: Ve tabii Cunda’nın deniz kokan lezzetleri, Balık ve ot ağırlıklı tatlar için Bay Nihat, Cunda Meze Dünyası, Nesos ilk akla gelenler. Sakızlı dondurmayı da deneyin. Tarihi Taşkahve’de çayınızı yudumlayıp, Uno Pizza’da farklı tatlar deneyebilirsiniz. Cunda Adası veya diğer adıyla (Ali Bey Adası) harita üzerinden nerede olduğunu görmek için lütfen BURAYA TIKLAYIN.
Türkiye’nin En Batısı: İĞNEADA / KIRKLARELİ
Karadeniz suyunun en durgun ve Trakya’nın yemyeşil ormanlarının buluştuğu noktadaki İğneada, İstanbul’a 240 kilometre uzaklıkta. Ters akıntı olmadığı için, denizde kum boşalması gerçekleşmiyor.Kırklareli’ne bağlı İğneada’da gezmek için yaklaşık 20 kilometre uzunluğunda sahilinde yürüyüşe çıkın, buralardaki kefelerde, bir şeyler için. Mutlaka derme çatma balık lokantalarında balık yiyin.
Dupnisa Mağarası: Limanköy’den Türkiye’nin en batısına, Beğendik Köyü’ne gidip, Revze Deresi kenarından Bulgaristan’a selam gönderin. Adadan ayrılmadan sarkıt, dikit ve bir de yer altı nehrinin olduğu Dupnise Mağarası ile Aya Nikola Manastırı’nı da görmelisiniz.
Longoz Ormanları: Sahil yürüyüşüne Erikli, Mert, Hamam, Pedina, Saka, Sülüklü ve Ramana göllerinde devam edin. Longoz Ormanları’nın temiz havasıyla kendinizi yenilenmiş hissedeceksiniz. Balıkçı köyü Limanköy’ü de mutlaka görmelisiniz. Buradaki deniz fenerine çıkıp adanın iki tarafını izleyin.
EDİRNE’DE GÖRÜLECEK TARİHİ YERLER
Mimar Sinan’ın izinden gitmeye ne dersiniz? Peki ya sıcakkanlı Trakyalıları tanımayı? Bu iki neden bile Edirne’ye gitmek için yeterli. Elbette, bu şehrin Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Selimiye Camii: İlk durak Mimar Sinan’ın “Ustalık eserim” dediği Selimiye Camii olmalı. 1878’de Rusların, Edirne’yi işgali sırasında çinilerinin bir bölümü sökülüp, Rusya’ya götürüldü. Çevresindeki diğer Sinan yapılarıyla birlikte Selimiye Külliyesi adıyla anılıyor Buradan çıktıktan sonra ‘Türk Psikiyatri Tarih Müzesi’ne gidebilirsiniz. Zamanında müzikle tedavi edilen hastalar, bugün bilimsel yöntemlere başvuruyor.
Meriç Köprüsü: Edirne’de Meriç Köprüsü’nü de gördükten sonra, geçmişi yaşamak için Kaleiçi birebir içindeki eski mahalleyi gezmelisiniz.
Gala Gölü Milli Parkı: Biraz da tabiat derseniz, rotanızı ‘Gala Gölü Tabiatı Koruma Alanı‘na çevirin. Burası 111 tür kuşa ev sahipliği yapıyor. Bunlardan en popüler kuş ise “yalıçapkını“.
Tarihe Yolculuk: ÇANAKKALE’DE GEZİLECEK YERLER
Truva Atı, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı, Çanakkale Şehitliği, Seyit Onbaşı Anıtı, Antik Yunan.,, Tarihinde birçok savaş gören Çanakkale, salt bir şehir değil. Asya ve Avrupa kıtaları ile Ege ve Karadeniz’i birbirine bağlayan, dünyanın gözünün olduğu bir nokta. Bu nedenle Çanakkale’ye bir tarih yolculuğuna çıkmalısınız.
Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı: İlk adres, Çanakkale Boğazı’nın Avrupa yakasındaki ‘Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’ olmalı. Burada Çanakkale deniz ve kara savaşlarının izlerini takip edin. Anıtları gezin.
Çanakkale’de Görülecek Mekanlar: Sonra şehir merkezini keşfe çıkmışken, Aynalı Çarşı yakınlarındaki Kadir Usta’dan höşmerim alıp, mutlaka tadın. Çanakkale Askeri Deniz Müzesi ve Polyksena Lahiti‘ni görün. Şehrin içinden geçip Boğaz’a dökülen Menderes Çayı’nın iki yanına yapılan parklarda soluklanın. Kaz Dağları’nın oksijenini ciğerlerinize doldurun.
#ArkeolojiYazOkulu öğrencilerinin Çanakkale’deki son durağı Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı oldu. @TarihiAlan pic.twitter.com/KHKQp0NI2u
— Yunus Emre Enstitüsü (@yeeorgtr) July 25, 2019
LİSTE HER SAAT GÜNCELLENİYOR VE YENİ YERLER EKLENİYOR…